Zaferlerle dolu Ağustos ayı, milletimizin destan yazdığı tarihi dönemlerdendir. İçinde bulunduğumuz ay, ecdadımızın kahramanlıkları ile beraber anılır!
1473'teki Otlukbeli Zaferi, 1514'teki Çaldıran Zaferi, 1516'daki Mercidabık Zaferi, 1526'daki Mohaç Zaferi'nin yanı sıra 1521'deki Belgrad’ın Fethi ile 1571'deki Kıbrıs’ın Fethi de ağustostadır.
26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu hükümdarı Alp Arslan'ın komutasındaki ordunun Bizans ordularını yenmesiyle, Malazgirt Meydan Muharebesi kazanıldı. Milletimiz, Allah'ın izniyle ilelebet kendilerine vatan bilecekleri Anadolu'ya girdi. Ve sadece o gün değil ondan sonra da bu topraklar için hep büyük bedel ödedi.
Milletvekili seçildiğim yörede "Yari güzel olanın, başı beladan kurtulmazmış" diye meşhur bir söz vardır. Bu cennet vatan da, milletimizin namusu bildiği sevdası. Ve bu sevda uğruna başımıza gelen her ne olursa olsun başımızın üstünde yeri vardır; ne pahasına olursa olsun ne vatandan vazgeçeriz ne bayraktan ne de bağımsızlıktan! Tıpkı, 26 Ağustos 1921'de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki emrinde "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz!" dediği gibi, bugün de aynı duyguları taşıyor; geleceğe aynı nazarla bakıyoruz.
29 Ağustos 1915'te kahraman Türk Ordusu Çanakkale Savaşı’nın son büyük taarruzunda müttefik kuvvetlerine
"Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir" dedi ve Anafartalar Muharebesi'ni kazandı.
26 Ağustos 1922'de ise tarih Kurtuluş Savaşı'na tanık oldu. 30 Ağustos 1922'de Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat yönettiği Dumlupınar Meydan Muharebesi, Türk Ordusu'nun zaferiyle sonuçlandı. İman dolu göğsüyle ileri atılan analı babalı erkekli kızlı kınalı kuzular, Türkiye'nin bağrına bir hançer gibi saplanmış düşmanı püskürttü. Bugün işte milletimizin o gün ölüp ölüp dirildiği, ülkemizin kara talihini yendiği bu büyük zaferin yıldönümü olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutluyor; vatan için canını hiçe sayan şehitlerimizi şükran ve rahmetle anıyoruz.
Ne yazık ki, ülkemiz üzerinde oynanmaya çalışılan kalleşçe oyunlar durmuyor. Kimi içeride kimi de dışarıda her fırsatta saldırıyor. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın" dediği mısralarında da hayat bulduğu gibi düşmanlarımızın İstiklal Marşı'nı yazdıran ruhla olan mücadelesi de devam ediyor!
Şunu iyi bilsinler ki; biz bir ölür bin diriliriz. İsterseniz topunuz gelin! Yine de ne bir karış vatan toprağımızı heba edecek ne ecdadımızın izinden gitmekten taviz vereceğiz; ne de herhangi birimizi size yem edeceğiz! Biz tarihe not düşülmüş o zaferlerin kahraman mimarları gibi yine biriz; birlikte büyük Türkiye'yiz!
Yorum Yazın