Servergazi Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uz. Dr. Bedriye Atay Yayla, KOAH’lı bir hastanın tedaviye sigarayı bırakarak başlaması gerektiğini söyledi.
Servergazi Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uz. Dr. Bedriye Atay Yayla, KOAH’ın (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı) tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu, ilerleyici bir hastalık olmasına karşın önlenebileceğini ve tedavi edilebileceğini söyledi. KOAH hastalığına farkındalığı ve bilinci arttırmak adına bu yıl 18 Kasım olarak belirlenen Dünya KOAH Günü dolayısıyla Servergazi Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uz. Dr. Bedriye Atay Yayla bir açıklama yaptı. KOAH’ın nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığı olduğunu açıklayan Yayla, “KOAH tüm dünyada önemli bir halk sağlı sorunu olmasına karşın kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalıktır. KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde yüzde 15-20 civarındadır. Yani toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir” dedi.
KOAH’da tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörünün sigara dumanı olduğunu, sigara içenlerin içmeyenlere göre daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahip olduklarının altını çizen Uz. Dr. Bedriye Atay Yayla, “KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. KOAH’ın tanısı basit ve ağrısız bir test olan nefes ölçüm testi ile kolayca yapılabilmektedir. Bu nedenle 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde, müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp ‘nefes ölçüm testini’ yaptırması gerekir” diye konuştu.
"KOAH ÖNLENEBİLİR VE TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIKTIR"
KOAH’lı bir hastanın tedaviye sigarayı bırakarak başlaması gerektiğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uz. Dr. Bedriye Atay Yayla “Sigaranın dışında diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, girip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması, hem hastalık gelişimi hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur. Haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktiviteler yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı tüm yararları sağlayabilmektedir” dedi.
KOAH’da tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörünün sigara dumanı olduğunu, sigara içenlerin içmeyenlere göre daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahip olduklarının altını çizen Uz. Dr. Bedriye Atay Yayla, “KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. KOAH’ın tanısı basit ve ağrısız bir test olan nefes ölçüm testi ile kolayca yapılabilmektedir. Bu nedenle 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde, müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp ‘nefes ölçüm testini’ yaptırması gerekir” diye konuştu.
"KOAH ÖNLENEBİLİR VE TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIKTIR"
KOAH’lı bir hastanın tedaviye sigarayı bırakarak başlaması gerektiğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uz. Dr. Bedriye Atay Yayla “Sigaranın dışında diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, girip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması, hem hastalık gelişimi hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur. Haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktiviteler yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı tüm yararları sağlayabilmektedir” dedi.
Yorum Yazın