Denizli Devlet Hastanesi bünyesinde açılan Acil Anjiyo Müdahale Timi, bir ayda kalp krizi geçiren 25 hastaya acil müdahale ederek kurtardı. Altı kişiden oluşan ve 7 gün 24 saat hizmet veren tim, geçen mart ayından önce yüzde 5 olan acil anjiyolara...
Denizli Devlet Hastanesi bünyesinde açılan Acil Anjiyo Müdahale Timi, bir ayda kalp krizi geçiren 25 hastaya acil müdahale ederek kurtardı. Altı kişiden oluşan ve 7 gün 24 saat hizmet veren tim, geçen mart ayından önce yüzde 5 olan acil anjiyolara müdahale oranını yüzde 85’lere kadar çıkardı. Hastanenin kardiyoloji birimi sorumlu Uzm. Dr. Mehmet Öztürk, timi ve geçen bir aylık süreci değerlendirdi.
Uzm. Dr. Öztürk, kalp krizi geçiren bir hastanın, krizden sonraki bir saat içinde yapılan koroner anjiyografi ve bunun sonucuna göre tıkanan damarının balon veya stentle açılmasının yaşamını kurtardığını belirtti. Kalp krizlerinin çoğunun, kalp kasına kan ve oksijen taşıyan damarlarda pıhtı oluşumu sebebiyle meydana geldiğini ifade eden Öztürk, “Kalbi besleyen damarlardaki bu pıhtılar, kalp kasına kan ve oksijen akışını engeller. Bu da o bölgedeki kalp hücrelerinin ölümüne sebep olur. Hasar gören kalp kası, kasılma yeteneğini kaybeder ve kalbin geri kalan kısmı, hasar gören bu bölümün işini de yapmak zorunda kalır. Kalp krizinin en tipik belirtisi göğüs ağrısıdır. Kalp kasına kan akımının durmasından sonra 20 dakika içinde hücreler ölmeye başlar. Kalp krizi geçiren ya da yüksek riskli kabul edilen hastalara müdahalenin yaşamını kurtardığı tüm çalışmalarda gösterilmiş olup riski azaltmak için yapılan işlemin ilk basamağı da anjiyodur. Kalp krizi durumunda kullanılan damar açıcı ilaçların ilk etapta etkin olabilir ancak göğüs ağrısı başladıktan sonra ilk üç saat içinde hastaneye ulaşmadıysa acil anjiyonun etkinliği çok çok daha yüksektir. Verilecek ilacın işe yaraması için göğüs ağrısı başlangıcının bir saat olması gerekir.” dedi.
Geçen mart ayında acil anjiyo hizmetine başlamalarının ardından kalp krizine müdahale oranlarının yüzde 85’lere çıktığını vurgulayan Öztürk, “Bu dönemde 245 hastaya koroner anjiyografi yapıldı. Bunlardan 80 kişiye, balon ve stent yöntemiyle damar açıcı yöntem uygulandı. Bu 80 hastamızın da 25'ine, kalp krizi geçirirken acil müdahale edildi.” diye konuştu.
Uzm. Dr. Öztürk, kalp krizi geçiren bir hastanın, krizden sonraki bir saat içinde yapılan koroner anjiyografi ve bunun sonucuna göre tıkanan damarının balon veya stentle açılmasının yaşamını kurtardığını belirtti. Kalp krizlerinin çoğunun, kalp kasına kan ve oksijen taşıyan damarlarda pıhtı oluşumu sebebiyle meydana geldiğini ifade eden Öztürk, “Kalbi besleyen damarlardaki bu pıhtılar, kalp kasına kan ve oksijen akışını engeller. Bu da o bölgedeki kalp hücrelerinin ölümüne sebep olur. Hasar gören kalp kası, kasılma yeteneğini kaybeder ve kalbin geri kalan kısmı, hasar gören bu bölümün işini de yapmak zorunda kalır. Kalp krizinin en tipik belirtisi göğüs ağrısıdır. Kalp kasına kan akımının durmasından sonra 20 dakika içinde hücreler ölmeye başlar. Kalp krizi geçiren ya da yüksek riskli kabul edilen hastalara müdahalenin yaşamını kurtardığı tüm çalışmalarda gösterilmiş olup riski azaltmak için yapılan işlemin ilk basamağı da anjiyodur. Kalp krizi durumunda kullanılan damar açıcı ilaçların ilk etapta etkin olabilir ancak göğüs ağrısı başladıktan sonra ilk üç saat içinde hastaneye ulaşmadıysa acil anjiyonun etkinliği çok çok daha yüksektir. Verilecek ilacın işe yaraması için göğüs ağrısı başlangıcının bir saat olması gerekir.” dedi.
Geçen mart ayında acil anjiyo hizmetine başlamalarının ardından kalp krizine müdahale oranlarının yüzde 85’lere çıktığını vurgulayan Öztürk, “Bu dönemde 245 hastaya koroner anjiyografi yapıldı. Bunlardan 80 kişiye, balon ve stent yöntemiyle damar açıcı yöntem uygulandı. Bu 80 hastamızın da 25'ine, kalp krizi geçirirken acil müdahale edildi.” diye konuştu.
Yorum Yazın