© Haber Acıpayam 2022

Deride kolajeni artıran uygulamalar

Dermatolog Hacer Köksal, yaşla birlikte vücudun daha az kolajen üretmesinin kırışıklıklara ve sert eklem gibi çeşitli sorunlara yol açtığını söyledi. Ağızdan alınan kolajen takviyelerini ise vücudun en çok ihtiyacı olan organda kullandığını belirten Uzm. Dr. Köksal, “Kolajen takviyesinin vücutta nerede kullanılacağı belirlenemez. Kas ve kemiklerin kolajene daha çok ihtiyacı varsa alınan takviyenin faydası ciltte pek görülmez. Mikro iğneleme, mezoterapi, fraksiyonel lazer ve radyo frekans uygulamalarıyla deride kolajenin sentezini ve miktarını artırabiliyoruz” şeklinde konuştu.


Kent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hacer Köksal, son dönemde varlığı, eksikliği ve neden olabileceği sorunlar yüzünden gündemde olan ’kolajen’ konusunda bilgi verdi. Kolajenin, cildin genç ve sağlıklı görünmesini sağlayan yapı olduğunu belirten Uzm. Dr. Köksal, “Kolajen, hareket sisteminin yapı taşlarını, özellikle kemik, lif ve eklemleri oluşturan, vücutta en yaygın ve bol miktarda bulunan protein türüdür. Kasların, kemiklerin, derinin, tendonların, kan damarlarının ve sindirim sisteminin birçok dokusunda bulunur. Yaş ilerledikçe vücut daha az kolajen üretir. Bu da ciltte kırışıklıklara ve eklemlerde sertlik gibi birçok probleme neden olur” dedi.



Kolajen üretimini olumsuz etkileyen faktörler


Uzm. Dr. Köksal, vücutta oluşan serbest radikallerin (her nefeste aldığımız oksijenin vücudumuzda yanması sonucu serbest radikaller oluşur ve bunlar kimi zaman hücrelerimize zarar vererek bazı hastalıklara yol açabilirler) yaşla birlikte üretimi azalan kolajenin daha hızlı yıkılmasına neden olduğunu kaydetti. Köksal, “Güneşte yoğun kaldığımız zaman, hava kirliliği, çevre ile alakalı faktörler, stres, sigara içme gibi kötü yaşam tarzı faktörleri ve şeker içeriği yüksek beslenme vücutta serbest radikal oluşumunu artırarak kolajen düzeyinin azalmasında etkili olur” ifadelerini kullandı.



"Kolajen vücut bütünlüğünü korumak için yapısal bir proteindir"


Uzm. Dr. Köksal kolajenin sadece ciltte değil, tüm vücutta bağ dokuyu güçlendirme görevi gördüğünü de vurguladı. Oral olarak alınan kolajen takviyesinin vücutta nerede kullanılacağının belirlenemediğini söyleyen Köksal, “Kas ve kemiklerin kolajene daha çok ihtiyacı varsa, alınan takviyenin faydası ciltte pek görülmez. Kolajen vücut bütünlüğünü korumak için yapısal bir proteindir. Kolajen miktarının vücut yaşlandıkça azalmaya başlaması takviye olarak dışarıdan alınmasını artıran faktörlerden biridir. İnsan vücudunda bilinen en az 16 kolajen tipi var. Biyolojik açıdan sınıflandırılan bu kolajen çeşitleri farklı dokularda farklı yoğunlukta bulunsa da büyük bölümü tip 1,2,3 ve 10’dan oluşur. Kolajen takviyesi kullanılan 11 çalışma incelenmiş ve bunların değerlendirilmesi sonucunda, tip 2 kolajen kullanmanın osteoartrite bağlı eklem kısıtlılığını ve eklem ağrısı şikayetlerini azaltabildiği belirlenmiş. Tip 1-3 kolajeni içeren takviyelerin yara iyileşmesini hızlandırabildiği, 8 hafta düzenli kullanımı sonrasında cildin nemini, elastikiyetini ve dermistekikolajen yoğunluğunu bariz şekilde artırdığı ve kolajen parçalanmasını da azalttığı gösterilmiştir” şeklinde konuştu.



Dolgu enfeksiyonları ile kolajen artırılabiliyor


Dermatolog Köksal, takviyelerden fayda görmeyen deride kolajeni direkt olarak dolgu enjeksiyonları ile artırabildiklerini söyledi. Kolajen üretimini artıracak uyarıcı işlemleri de, mezoterapi, fraksiyonel lazer, radyo frekans uygulamaları olarak sıralayan Uzm. Dr. Köksal, “Mikro iğneleme ile dermiste minimal hasarlar yapıldığında çok tembel olan fibroblastları kolajen üretimi için uyarmış oluruz. Eğer bu uygulamaları belli aralıklarla yaparsak kolajen sentezine olumlu etkisi olur. Bunun yanında deriye mezoterapi yöntemi ile hiyarülonik asit enjeksiyonları yapmak deride kolejeni direkt arttırırken kolajen üretimine de ek fayda sağlamaktadır. Fraksiyonel lazer, altın iğne gibi işlemlerle yine alt derideki hücrelerin uyarılması ve kolajen sentezi sağlanır. Retinol gibi etken maddeli kremlerin de sentezde olumlu etkileri vardır” dedi.

İlginizi Çekebilir

Termeye yeni endoskopi ünitesi: Hastalar ilçe dışına gitmek zorunda kalmayacak

Samsun Terme Devlet Hastanesi’nde endoskopi ünitesi hizmete girdi. Yeni açılan ünite ile hastalar ilçe dışına gitmek zorunda kalmayacak.

Uzmanından diş gıcırdatma ve çene sıkma uyarısı

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diş Hekimi Jale Demir, Ağız Diş Sağlığı Haftası ve 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü dolayısıyla diş gıcırdatma ve çene sıkma olarak bilinen bruksizm tedavisi hakkında yapılması gerekenleri anlattı.

Fethiyedeki hastanede 7 ayda bin hastaya anjiyo yapıldı

Fethiye Devlet Hastanesi Koroner Anjiyografi Ünitesi’nde 7 aylık süreçte hizmet verilen vaka sayısının bine ulaşması pasta keserek kutlandı.

Dünya Diyabet Gününde şeker ölçümü yaptılar

Samsun’da, ’Dünya Diyabet Günü’ dolayısıyla kurulan stantta vatandaşlara ücretsiz şeker ölçümü yapıldı.

Diyabet yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebiliyor

DENİZLİ (İHA) – Denizli Özel Egekent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Bilge, diyabetin dünya genelinde yaygın bir sağlık sorunu haline gelen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen hastalık olduğunu belirtti.

MEAHta Organ ve Doku Bağışı Haftası farkındalık etkinliği düzenlendi

Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası kapsamında organ bağışı konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla bilgilendirme standı açıldı. Organ ve Doku Nakil Koordinatörlüğü ekibi tarafından kurulan stant, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin desteğiyle hizmet verirken, hastane yönetimi ve sağlık personeli de etkinliğe katılım gösterdi.

TÜM HABERLER