(ÖZEL) Korona virüsten dolayı evinden çıkamayan hastalara videolu tedavi

Ankara Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde 15 yıldır hizmet veren Pulmoner (Solunumsal) Rehabilitasyon Merkezinde solunum hastalarının rahat bir nefes alması amacıyla yeni bir uygulamaya geçildi. Covid-19 salgını dolayısıyla dışarı çıkamayan hastaların tedavileri video konferans yöntemiyle devam ediyor. Kronik solunum hastalarının fiziksel ve psikolojik durumlarının düzelmesinin amaçlandığı merkezde hastalara; nefes darlığıyla baş edebilme, kaslarını kuvvetlendirme ve ciğer kapasitelerini artırmaya yönelik egzersizler video konferans yöntemiyle yaptırılırken hastaların rutin kontrolleri de bu yöntemle yapılıyor. Hastaların yaşam kalitesinin artırılmasının hedeflendiği görüşmelerde egzersizlerin yanı sıra hastalara yönelik beslenme takibi ve psikolojik destek de uzaktan devam ediyor. Uzman doktor ve fizyoterapist eşliğinde gerçekleşen görüşmelerden hastalar da tedavileri yarım kalmadığı için oldukça memnun.

Konuya ilişkin açıklama yapan Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Pınar Ergün, solunumsal rehabilitasyonun KOAH başta olmak üzere, astım hastalığı ve akciğer nakli adayları gibi çoğu hastada uygulanması gereken bir tedavi yaklaşımı olduğunu belirtti.

“Bu hastaların en önemli sorunlarından bir tanesi nefes darlığı çekmeleri”

Yaklaşımın içinden birden fazla disiplin barındırdığına işaret eden Ergün, “Farklı bileşenleri var. En önemli bileşeni egzersiz eğitimi. Hastaların kiloları, boyları, kas yapılarının değerlendirildiği ve beslenme destek tedavilerinin verildiği bir bileşen. Bu hastalarda psikolojik sorunlar da eşlik ettiği için bunların tanılanması ve tedavi edilmesi, hasta ve ailesinin eğitimi gibi farklı konuların ele alındığı tedaviler bütünü. Bu hastaların en önemli sorunlarından bir tanesi nefes darlığı çekmeleri. Bütün bunların yönetilmesi noktasında sadece ilaçlar yeterli değildir. Nefes darlığının kontrol altına alınmasında, egzersiz kapasitesinin artırılmasında, günlük yaşama katılımlarının artırılmasında ilaçlar tek başına yeterli değildir. Bu noktada pulmoner rehabilitasyon devreye girmesi gerekiyor” dedi.

Kronik rahatsızlığı nedeniyle dışarı çıkamayan hastalara “tele pulmoner” rehabilitasyon

Solunumsal rehabilitasyonun farklı uygulama modelleri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ergün, “tele pulmoner” modelini de devreye soktuklarını ifade ederek, “Türkiye’de de ilk olarak uygulamaya başladığımız tele pulmoner rehabilitasyon da uygulama modellerinden bir tanesi. Tele pulmoner rehabilitasyon uygulamada hastanın kendi evinde, fizyoterapist ve hekimin hastanede olduğu, teknolojinin kullanıldığı uygulamalardan bir tanesi. Aslında uzunca süredir tele pulmoner rehabilitasyonu da uygulama modeli olarak hastalarımıza yönelik hayata geçirmeyi zaten planlıyorduk. Hastalar kronik rahatsızlığı olan aynı zamanda ileri yaş dediğimiz çoğu 60-65 yaş üstü hastalar. Evden çıkmamaları gerekiyor bu dönemde. Covid-19’un çok ciddi bir şekilde ülkemizde de sıkıntı oluşturmaya başladığı andan itibaren hastalarımızı korumak adına hastaneye geliş gidişleri engelledik. Ama pulmoner rehabilitasyon onlar için çok önemli bir tedavi biçimi, olmazsa olmazlardan bir tanesi. Hastane idaresinin de desteğiyle verilerini bildiğimiz, başlangıç değerlendirmelerini yaptığımız, ihtiyaçlarını değerlendirdiğimiz hasta grubumuzda bu uygulamayı başlattık” diye konuştu.

Hekimler izolasyon döneminde de hastaların yanında

Bu uygulamadan hastaların son derece memnun olduklarını söyleyen Prof. Dr. Ergün, “Bu anlamda çok mutluyuz. Son derece olumlu tepki verdiler, çok sevindiler. Gelişen yeni durum nedeniyle seansları yarıda kalmış hastalardı. Ulaştığımızda son derece güzel geri dönüşler oldu. Bu dönemde herkes kendini evinde izole etmeli. Kronik rahatsızlığı olanlar hekimlerinin önerileri doğrultusunda tedavilerini aksatmaksızın uygulamalı ama mutlaka koyulan izolasyon kurallarına uymalı. Tele pulmoner rehabilitasyon da bu noktada hekimin hem hastanın yanında olduğunu gösteren aynı zamanda tedavilerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmelerini katkı sağlayacak uygulamalardan bir tanesi” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ergün, bu kısıtlılıkların ortaya kalktığı dönemde de bu sistemin merkezlere gidip gelme problemi olan hastalar için de kolaylık sağlayabileceğini vurguladı.

Sisteme ilişkin değerlendirmelerde bulunan hastalar da korona virüs salgını dolayısıyla tedavilerin yarıda kaldığı için üzüldüklerini ve bu uygulamayı duyduklarında mutlu olduklarını ifade ettiler. Uygulamaya katılanlar arasında olan hastalardan Huriye hanım, “Dışarı çıkamıyoruz, evde dolaşmak yetmiyor. Bu program başlayınca havalara uçtum. Kendime geldim. Ailem bile bu programa başladıktan sonra bambaşka bir insan oldu dedi. Merdiven bile çıkmayan ben şu anda 5 katı hiç durmadan çıkabiliyorum. Evde bize hareket imkanı sağladıkları için çok teşekkür ediyorum. Ben kendimi çok sağlıklı hissediyorum” ifadelerini kullandı.

“Bu bizim için çok büyük bir imkan”

Akciğer nakli sonrası destek alan Demet İşli Yıldız, “Pınar hocam ve ekibi olmasaydı şu an hayatta olmayacaktım. Evden çıkamıyoruz, sistem çok harika. İnsan ne kadar bilse de bunları tek başına yapamıyor. Kamerayı açıp hocalarımızı görünce her hareketi düzenli bir şekilde yapıyoruz. Bu bizim için çok büyük bir imkan” ifadelerini kullandı.

“Bir aylık sürem vardı ve virüsten dolayı durdurulmuştu”

KOAH hastası Şenol Köseoğlu, tedavi öncesi yol yürüyemediğini ve nefes almayı dahi bilmediğini belirterek, “Şimdi nefes almayı, nefes kontrolünü öğrendim. Hem kaslarım güçlendi hem nefes almayı öğrendim. Evde de bu şekilde grup halinde egzersiz yapmak bize daha çok moral veriyor. Bizimle irtibatta olmaları bizim için çok iyi oldu. Hocalarımıza merak ettiklerimizi sorabiliyoruz. Benim daha bir aylık sürem vardı ve virüsten dolayı durdurulmuştu, bu sistem çok iyi oldu” dedi.