OFM Antalya Hastanesi Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Dr. Şakir Özdemir, korona virüsün panik atak, kaygı, endişe gibi psikiyatrik hastalıkları artırdığını, bu konuda vatandaşların sakin ve dikkatli davranması gerektiğini söyledi.
Panik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk gibi kaygı endişe grubundaki hastaların salgından olumsuz etkilendiğini söyleyen Uz. Dr. Şakir Özdemir, “Ruh sağlığı ve hastalıkları alanında da özellikle panik bozukluk ve obsesif kompulsif bozukluk gibi kaygı endişe grubu hastalarımız bu salgından olumsuz etkilendi. Bu grup hastalarımızın kaygı ve endişe düzeylerinin son dönemde artmış olduğunu gözlemliyoruz. İnsanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için belirli sınırlar içerisinde yani karşılaştıkları olumsuz olaylarla orantılı bir şekilde kaygı hissetmesi doğal insani bir durumdur. Fakat hayat kalitemizi ciddi bir şekilde bozacak düzeyde abartılı bir kaygı hissedip olayı felaketleştirmek, zihinsel olarak felaket senaryoları geliştirmek psikiyatrik bir rahatsızlığa neden olabilir” dedi.
“Salgındaki belirsizlik hastalığı tetikliyor”
İnsanların tahammül etmekte en çok zorlandığı şeylerden bir tanesinin belirsizlik olduğunu, korona virüs salgınındaki belirsizliğin kaygı ve endişe düzeyini artırdığına vurgu yapan Uz. Dr. Şakir Özdemir, “Panik bozukluk hastaları her insanda olabilecek bedensel belirtileri zihinsel olarak yanlış yorumlayabilir. Örneğin heyecanlandığımızda kalbimiz hızlı hızlı atar, çarpıntımız olur. Bunu kalp krizi geçiriyormuşuz gibi algılamayız çünkü bu ruhsal ve fiziksel olarak doğal ve olağan bir durumdur. Fakat panik bozukluk hastaları çarpıntıyı ’kalp krizi’ olarak, nefes almakta güçlük çekmeyi ’boğulacağım’ olarak, baş dönmesini ’bayılacağım’ olarak düşünürler ve bunun sonucunda da aşırı dayanılmaz bir kaygı ve endişe duyarlar. Yani bunu hayati bir durum ve ölüm tehlikesi olarak algılarlar. Oysaki bu herkeste olabilecek olağan bedensel bir belirtidir. Bu yüksek kaygı ve endişe düzeyleri hayatlarını kısıtlamalarına, sosyal ve mesleki anlamda olumsuz etkilenmelerine yol açar. Özellikle herhangi bir olumsuz durumda yardım alamayacaklarını düşündükleri kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak dururlar. Obsesif kompulsif bozukluklarda kaygı bozuklukları grubu psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Zihinde istemsiz bir şekilde oluşan tekrarlayan, kontrol etmekte zorlanılan kişiyi rahatsız edici düşünceler vardır” ifadelerini kullandı.
"65 yaş üstünde panik atak şikayeti arttı"
Özdemir, korona virüsün ülkemizde baş gösterdiği günden bu yana panik atak hasta sayısında gözle görülür bir artışın olduğuna dikkat çekti. Özellikle bu dönemde 65 yaş üst hastaların nefes alamama şikayeti ile psikiyatri servislerine daha sık başvurduğunu aktaran Özdemir, şöyle devam etti:
“65 yaş üzerindeki vatandaşlarımız bu dönemde çok izole oldular. Bu kadar uzun bir süre izole olmaları, yasaklara maruz kalmalarının bu gruptaki vatandaşlarımızı olumsuz etkilediğini gözlemliyoruz. Şimdiye kadar herhangi bir psikiyatrik rahatsızlığı olmamış 65 yaş üstü vatandaşlarda panik atak, depresyon şikâyetlerinin gözle görülür bir şekilde arttığını gözlemliyoruz. Daha önce panik atak hastaları bize çarpıntı, bayılma hissi şikâyeti ile başvuruyorken, Korona döneminde hastalar nefes alamama şikayeti ile bizlere başvuruda bulunuyorlar.”
Yorum Yazın