Yaşar Üniversitesi tarafından yürütülen online seminerde konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakçı, Erasmus programları için harcanan kaynağın iki katına çıkarılacağını duyurdu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Faruk Kaymakçı, Yaşar Üniversitesi tarafından yürütülen ‘AB Konuşmaları: Türkiye Medyasının AB Kamusal Alanına Entegrasyonu’ Jean Monnet Modülü projesi kapsamında gerçekleştirilen online seminere konuşmacı olarak katıldı. Türkiye-AB İlişkileri ve Avrupa Birliği İletişim Stratejisi (ABİS) başlıklı seminerde, AB’nin dayanışma prensiplerini Covid-19 pandemi süreci üzerinden değerlendiren Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakçı, Türkiye- AB mali işbirliklerine de değindi. Kaymakçı, Erasmus programları için harcanan kaynağın iki katına çıkarılacağını açıkladı.
En reformcu dönem oldu
Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Huriye Toker’in koordinatörlüğünde yürütülen ve Jean Monnet modül projesi olarak 2017 yılında hibe almaya hak kazanan proje, 3 yıldır aralıksız devam ediyor. Canlı bağlantı ile seminer dersine katılarak AB-Türkiye ilişkileri ve AB İletişim Stratejisine ilişkin bilgiler aktaran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Faruk Kaymakçı, 2018 yılında gerileyen Türkiye-AB ilişkilerini tekrar canlandırmak için reformları hızlandırma gayreti içine girdiklerini söyledi. Kaymakçı, “Türkiye’nin adaylığının resmen onaylandığı 1999 yılından, AB’ye katılım müzakerelerin başladığı 2005 yılına kadar çok önemli reformlar yapıldı. Hatta Türkiye Cumhuriyeti’nin en reformcu dönemi oldu diyebilirim. 2018 yılında ise soğuyan ve gerileyen Türkiye-AB ilişkilerini yeniden yumuşatmak ve canlandırmak için reformları tekrar hızlandırdık. Vize serbestisi diyaloğunda da yerine getirmemiz gereken 6 kriter bulunuyor. Bunların büyük bir bölümü siyasi alanla ilgili. Umarım bu reform dalgasını hızlandıracağız” dedi.
"550 bin vatandaşımızı sürece dahil ettik"
Konuşmasında Türkiye-AB mali işbirliklerine değinen Faruk Kaymakçı, “2002’den itibaren IPA Sosyo-Ekonomik İşbirliği Hibe Programları kullanılmaya başlandı. 2020-2027 döneminde de hedefimiz, Türkiye’nin 4,5 milyar avroluk bir hibe alabilmesi. Bu nedenle IPA projelerine çok iyi hazırlanmamız gerekiyor. Gerek akademiye gerekse de kamu kurumlarına önemli görevler düşüyor. Bir de TÜBİTAK tarafından koordine edilen UFUK 2020 Destek Programları mevcut. Burada da firmaların yenilikçi ve araştırmacı bölümlerine önemli görevler düşüyor. Erasmus programlarında ise şu ana kadar 550 bin vatandaşımızı sürece dahil ettik. Sadece akademisyenler ve öğrenciler değil aynı zamanda çıraklar, kalfalar, sporcular, engelliler ve farklı kesimden kişiler de bu programlardan yararlandı. Erasmus’u çok önemsiyoruz. Kültürlerarası önemli bir farkındalık oluşturuyor. Önümüzdeki dönem bütçesini ikiye katlayacağız” bilgisini verdi.
"AB, kriz dönemine dayalı bir yapı değil"
Pandemi sürecinde AB’nin dayanışma tutumunu değerlendiren Kaymakçı, şöyle konuştu:
“Pandemi ile mücadele ve sağlık konuları kurumsal olarak AB’nin görev alanında değil. Mart başında çok büyük bir beklenti vardı, AB bunu nasıl çözecek diye kriz çıktı. Ama AB, kurumsal olarak hareket edemedi, çünkü bunun nedenleri vardı. AB, kriz yönetimine dayılı bir yapı değil. Gelir artırma alanı var ama tek ses olma, krizlere karşı esnek olma gibi bir yapıya sahip değil. Eğer AB’yi yetersiz kaldı diye suçlayacaksak bu kriterler çerçevesinde suçlayalım. Duygulardan uzak, verilerle konuşmak gerekirse AB Komisyonu 750 milyar avroluk ekonomik kurtarma paketini açıkladı. Dünyanın hiçbir coğrafyasında böyle bir rakam açıklanamadı."
Farklı illerden katılım
3 yıldır devam eden proje hakkında bilgi veren Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Huriye Toker, “Proje gereği 3 yıldır iletişim alanında AB ve Avrupa medyası dersleri vererek konuyu iletişim öğrencilerine yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda her dönem iletişim fakültesinde dersler açtık. Covid-19 nedeniyle de son yaz okulunu dijital ortama taşıdık. Ordu’dan Giresun’a, İzmir’den Çanakkale’ye tüm ülkeden toplam 35 öğrenci yaz okuluna katıldı. Avrupa Birliği ve tarihçesi, yapısı, kurumları, Türkiye’nin üyelik süreci, göç, yükselen sağ gibi konularda dersler alan öğrenciler konuyu hem akademik, hem de güncel konularla birlikte tartışma imkanı buldu” diye konuştu.
Yorum Yazın