Acıpayam’da tarla faresinden zarar gören bölgelerde incelemelerde bulunan AK Parti Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel, doğal yaşamın tahribatının sonuca etken olduğunu ifade ederek, mücadeleye herkesin destek vermesini istedi.
Denizlili üreticilere sıkıntı yaşatan ilçelerde büyük oranda hasara neden olan tarla fareleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan AK Parti Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel, mücadelenin en üst seviyede gerçekleştitiğini bildirdi. Üreticileri de rahatlatacak önemli konulara değinen Milletvekili Yüksel, kültürel, mekanik, biyolojik ve kimyasal mücadele konusunda ipuçları verdi.
FARE SAYISININ ARTMASINA ETKENLER
Tarla faresi sorunun altında iklimsel faktörler ve doğal hayatın yok edilmesinin yattığını ifade eden Yüksel, çiftçilerle birlikte toplu ve taramalı mücadele sonucu bu sorunun aşılacağına inandığını bildirdi. Yüksel, açıklamasında şunları ifade etti; “2015 yılı hububat hasadıyla birlikte kamuoyunun gündemine gelen tarla faresi zararı Acıpayam, Serinhisar, Bozkurt ve Çardak İlçelerimizin bazı mahallelerinde yüzde 10-80 arasında verim kaybına sebep olmuştur. Bu sebeple konu, 2014 yılından beri takip edilmekte ve gereken önlemler alınmaktadır. Tarla faresinin artmasında iklimsel faktörler, doğal düşmanların yok edilmesi ve çiftçilerimizin toplu ve taramalı mücadeleye katılımdaki ilgisizlikleri temel etken olarak görülmektedir” dedi.
BİR FARE YILDA 3 BİN YAVRU YAPABİLİYOR
Tarla faresinin yılda ortalama 6 defa üreme dönemi geçirdiğine işaret eden ve 10 yavru yapabildiğine değinen Yüksel, “Tarla fareleri, üreme dönemlerinde şartları dikkate alarak vücuduna mesaj gönderip 10 yavruya kadar doğurabiliyor. Her doğan yavru iki ay sonra erişkin olup doğuma hazır hale geliyor. Öyle ki bir fare çifti ortalama yılda 3 bin yavru yapabiliyor ve her doğan farenin ise yaklaşık 6 yıl ömrü oluyor. Bu veriler tarla faresiyle mücadelenin ne kadar önemli olduğunu ortaya açıkça ortaya koyuyor. Tarla faresiyle mücadele yapılması gereken en uygun dönem ise kış ve sonbahar dönemleridir yani yiyeceklerin azaldığı dönemlerdir” dedi.
MÜCADELE TEKNİKLERİNİ SIRALADI
İlk olarak kültürel önlemlerden bahseden Yüksel, “Önerilen en etkili mücadele şekillerinden birisi tarlaya tarla faresi girişinin bulunduğu kısımların derinden sürülerek bir şerit oluşturulmasıdır. Tarla temizliği; hasattan sonra tarla yüzeyinde kalan bitki artıklarının yok edilmesi, derin toprak işlemesi yani toprağın derin sürülmesi önemlidir. Mekanik mücadelede özellikle kıştan çıkarken üreme dönemi henüz yeni başlayacağı dönemde kapanlarla mekanik mücadele yapılır. Tesviyeli tarlaların salma sulama yapar gibi suyla doldurularak yavruların boğulması sağlanır. Tarla kenarlarına 10 metre arayla içi yarıya kadar su ile dolu tenekeler döşenmelidir. Biyolojik mücadele de, yılanlar, doğan, şahin, baykuş ve atmaca gibi yırtıcı kuşlar, tilki, sansar, gelincik, kedi ve köpek gibi hayvanların varlığının artırılması gerekmektedir. Son olarak aktarabileceğim mücadele tekniği ise kimyasal mücadele, çinko fosfür etki maddeli kimyasalla zehirli buğday tarla farelerinin beslenme deliklerine bırakılarak yapılır. Bu manada gıda Tarım Gıda ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüzde tarla faresi mücadelesinde kullanılmak zehirli buğday hazırlanmakta ve İlçe Müdürlükleri aracılığıyla çiftçilere ulaştırılması sağlanmaktadır. Kimyasal mücadeleye başlamadan önce tüm arazinin gezilerek mevcut deliklerin kapatılması ertesi gün yeni açılan işlek deliklerin mücadelede kullanılması gerekmektedir” dedi.
HERKESİN KATILIMI ŞART
Tarla fareleri ile mücadelede etken olan unsurun herkesin bu mücadele içinde olmasından geçtiğini ifade eden Yüksel, “Mücadele toplu ve tarama mücadele şeklinde yapılmalıdır. Mahalledeki arazi sahiplerinden herkesin eksiksiz olarak mücadeleye katılması gerekmektedir. Mücadele için en uygun zaman sonbahar, kış ve erken ilkbahar dönemleridir. Özellikle domates ve kavununun bulunduğu aylarda başarı şansı daha düşüktür” dedi.
ÜRETİCİLERE İMKAN SAĞLANDI
2014-2015 yılı üretim sezonunda il müdürlüğünün 15 bin 750 kilogram çinko fosfürlü zehirli buğday hazırlanıp 315 bin dekar alanda mücadele için çiftçilerin kullanımına sunulduğğunu aktaran Yüksel, “Hububatta iklimsel sebeplerden kaynaklanan verim kaybına tarla faresi zararı da eklenince yüzde 80’lere varan zarar ortaya çıkmıştır. Popülasyonun çok yoğun olduğu bazı bölgelerde hasat devam ederken farklı sebeplerle hasadın geç yapıldığı hububat tarlalarında yüzde 100’e varan zarar oranları oluşmuştur. Sonuç olarak işlenen tarım arazilerinde toplu ve tarama mücadele yapılması, bu mücadeleye tüm çiftçilerin katılımının sağlanması için çalışmalar programlanmıştır. İşlenmeyen alanlarda ise ziraat odaları, köy muhtarları ve belediye başkanlıklarıyla işbirliği yapılarak kimyasal mücadeleye karar verilmiştir. Bu hususlara ilişkin gerekli her türlü bilgi ilgili birimler tarafından üreticilerimize aktarılmıştır. Afetler nedeniyle seçim öncesinde 25 milyon lira gönderilmişti. O paralar dağıtıldı. Farelerden kaynaklanacak zarar da bunun içindeydi” dedi.
FARE SAYISININ ARTMASINA ETKENLER
Tarla faresi sorunun altında iklimsel faktörler ve doğal hayatın yok edilmesinin yattığını ifade eden Yüksel, çiftçilerle birlikte toplu ve taramalı mücadele sonucu bu sorunun aşılacağına inandığını bildirdi. Yüksel, açıklamasında şunları ifade etti; “2015 yılı hububat hasadıyla birlikte kamuoyunun gündemine gelen tarla faresi zararı Acıpayam, Serinhisar, Bozkurt ve Çardak İlçelerimizin bazı mahallelerinde yüzde 10-80 arasında verim kaybına sebep olmuştur. Bu sebeple konu, 2014 yılından beri takip edilmekte ve gereken önlemler alınmaktadır. Tarla faresinin artmasında iklimsel faktörler, doğal düşmanların yok edilmesi ve çiftçilerimizin toplu ve taramalı mücadeleye katılımdaki ilgisizlikleri temel etken olarak görülmektedir” dedi.
BİR FARE YILDA 3 BİN YAVRU YAPABİLİYOR
Tarla faresinin yılda ortalama 6 defa üreme dönemi geçirdiğine işaret eden ve 10 yavru yapabildiğine değinen Yüksel, “Tarla fareleri, üreme dönemlerinde şartları dikkate alarak vücuduna mesaj gönderip 10 yavruya kadar doğurabiliyor. Her doğan yavru iki ay sonra erişkin olup doğuma hazır hale geliyor. Öyle ki bir fare çifti ortalama yılda 3 bin yavru yapabiliyor ve her doğan farenin ise yaklaşık 6 yıl ömrü oluyor. Bu veriler tarla faresiyle mücadelenin ne kadar önemli olduğunu ortaya açıkça ortaya koyuyor. Tarla faresiyle mücadele yapılması gereken en uygun dönem ise kış ve sonbahar dönemleridir yani yiyeceklerin azaldığı dönemlerdir” dedi.
MÜCADELE TEKNİKLERİNİ SIRALADI
İlk olarak kültürel önlemlerden bahseden Yüksel, “Önerilen en etkili mücadele şekillerinden birisi tarlaya tarla faresi girişinin bulunduğu kısımların derinden sürülerek bir şerit oluşturulmasıdır. Tarla temizliği; hasattan sonra tarla yüzeyinde kalan bitki artıklarının yok edilmesi, derin toprak işlemesi yani toprağın derin sürülmesi önemlidir. Mekanik mücadelede özellikle kıştan çıkarken üreme dönemi henüz yeni başlayacağı dönemde kapanlarla mekanik mücadele yapılır. Tesviyeli tarlaların salma sulama yapar gibi suyla doldurularak yavruların boğulması sağlanır. Tarla kenarlarına 10 metre arayla içi yarıya kadar su ile dolu tenekeler döşenmelidir. Biyolojik mücadele de, yılanlar, doğan, şahin, baykuş ve atmaca gibi yırtıcı kuşlar, tilki, sansar, gelincik, kedi ve köpek gibi hayvanların varlığının artırılması gerekmektedir. Son olarak aktarabileceğim mücadele tekniği ise kimyasal mücadele, çinko fosfür etki maddeli kimyasalla zehirli buğday tarla farelerinin beslenme deliklerine bırakılarak yapılır. Bu manada gıda Tarım Gıda ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüzde tarla faresi mücadelesinde kullanılmak zehirli buğday hazırlanmakta ve İlçe Müdürlükleri aracılığıyla çiftçilere ulaştırılması sağlanmaktadır. Kimyasal mücadeleye başlamadan önce tüm arazinin gezilerek mevcut deliklerin kapatılması ertesi gün yeni açılan işlek deliklerin mücadelede kullanılması gerekmektedir” dedi.
HERKESİN KATILIMI ŞART
Tarla fareleri ile mücadelede etken olan unsurun herkesin bu mücadele içinde olmasından geçtiğini ifade eden Yüksel, “Mücadele toplu ve tarama mücadele şeklinde yapılmalıdır. Mahalledeki arazi sahiplerinden herkesin eksiksiz olarak mücadeleye katılması gerekmektedir. Mücadele için en uygun zaman sonbahar, kış ve erken ilkbahar dönemleridir. Özellikle domates ve kavununun bulunduğu aylarda başarı şansı daha düşüktür” dedi.
ÜRETİCİLERE İMKAN SAĞLANDI
2014-2015 yılı üretim sezonunda il müdürlüğünün 15 bin 750 kilogram çinko fosfürlü zehirli buğday hazırlanıp 315 bin dekar alanda mücadele için çiftçilerin kullanımına sunulduğğunu aktaran Yüksel, “Hububatta iklimsel sebeplerden kaynaklanan verim kaybına tarla faresi zararı da eklenince yüzde 80’lere varan zarar ortaya çıkmıştır. Popülasyonun çok yoğun olduğu bazı bölgelerde hasat devam ederken farklı sebeplerle hasadın geç yapıldığı hububat tarlalarında yüzde 100’e varan zarar oranları oluşmuştur. Sonuç olarak işlenen tarım arazilerinde toplu ve tarama mücadele yapılması, bu mücadeleye tüm çiftçilerin katılımının sağlanması için çalışmalar programlanmıştır. İşlenmeyen alanlarda ise ziraat odaları, köy muhtarları ve belediye başkanlıklarıyla işbirliği yapılarak kimyasal mücadeleye karar verilmiştir. Bu hususlara ilişkin gerekli her türlü bilgi ilgili birimler tarafından üreticilerimize aktarılmıştır. Afetler nedeniyle seçim öncesinde 25 milyon lira gönderilmişti. O paralar dağıtıldı. Farelerden kaynaklanacak zarar da bunun içindeydi” dedi.
Yorum Yazın