Pamukkale Üniversitesinin (PAÜ), Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte Denizli’nin Buldan ilçesindeki Tripolis Antik Kenti’nde sürdürdüğü kazı çalışmalarında MS 2. yüzyıla ait 32 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğinde bir “anıtsal çeşme” bulundu. Tripolis Antik kentinde 2012 yılından beri süren, kazı başkanlığını ise PAÜ Arkeoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahadır Duman’ın yürüttüğü kazı çalışmalarında milattan sonra 2. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bir anıtsal çeşme bulundu.
Pamukkale Üniversitesinin (PAÜ), Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte Denizli’nin Buldan ilçesindeki Tripolis Antik Kenti’nde sürdürdüğü kazı çalışmalarında MS 2. yüzyıla ait 32 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğinde bir “anıtsal çeşme” bulundu.
Tripolis Antik kentinde 2012 yılından beri süren, kazı başkanlığını ise PAÜ Arkeoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahadır Duman’ın yürüttüğü kazı çalışmalarında milattan sonra 2. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bir anıtsal çeşme bulundu.
Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm yıl boyunca desteklediği 20 arkeolojik kazı arasında yer alan Tripolis’teki çalışmalarda kentin merkezi konumunda yer alan ve çok iyi seviyede korunmuş olan, 32 m uzunluğunda ve 7 m genişliğindeki anıtsal çeşmenin “U” planlı ve kısa kanatlı bir mimariye sahip olduğu tespit edildi. Oldukça etkileyici bir cepheye sahip çeşmenin antik dönemin dinsel inançları doğrultusunda kentte tapınım gören çeşitli tanrı ve tanrıçaların yanı sıra dönemin önemli yöneticilerinin ve eşlerinin heykelleriyle süslendiği ortaya çıkarıldı.
“MS 4. yüz yılda anıtsal çeşmeye restorasyon yapılmış”
Doç. Dr. Bahadır Duman bulunan anıtsal çeşmeyle ilgili yaptığı açıklamada, kazı çalışmalarının ilk sonuçlarına göre, mermer cephenin üç katlı düzeni, anıtta yer alan yazıtlar ve heykeller, devasa havuzun içinde yıkılmış konumda olduğunu kaydetti. Duman, “Bu çalışma ayrıca, Roma Dönemi’nde Anadolu’da yer alan şehirlerin antik manzarasının önemli bir özelliğini temsil eder. Bu tip çeşmeler, çeşme havuzları ve su altyapılarının kullanımına bağlı kentsel kültürün incelenmesiyle ilgili önemli sonuçların elde edilmesini sağlamıştır. Ayrıca, MS 4. yüz yılda anıtsal çeşmenin önemli bir restorasyon evresinin varlığı, Roma döneminden Bizans mimarisine geçiş hakkında çok az bilinen bilgilere ulaşılmasında önemli katkılar sunmaktadır” dedi.
Yorum Yazın