AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, terör mesesinin çözümüne sağduyuyla yaklaşılması gerektiğini, bu konuda partilerinin risk almaktan bir gün bile kaçınmadığını söyledi. Soylu, AK Parti Siyaset Akademisi programına katılmak...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, terör mesesinin çözümüne sağduyuyla yaklaşılması gerektiğini, bu konuda partilerinin risk almaktan bir gün bile kaçınmadığını söyledi. Soylu, AK Parti Siyaset Akademisi programına katılmak için Denizli’ye geldi. Çamlık Ofis’te Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, AK Parti Milletvekili Nurcan Dalbudak, İl Başkanı Avni Örki ve İl Genel Meclisi Başkanı Hüseyin Gürlesin’le birlikte basın toplantısı düzenleyen Soylu, gündemdeki konuları değerlendirerek gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Genel Başkan Yardımcısı Soylu, İmralı sürecine bakış açısını soran gazetecilere, olaya sağduyuyla yaklaşılması gerektiğini söyledi: “Çünkü AK Parti hükümeti de devlet de aynı konsepti Habur’da da, Oslo’da da iyi niyetle sağ duyu göstermiştir. AK Parti sadece bu çözümün iradesini ortaya koyan, ‘Bu çözülmelidir.’ diyen, nasıl antidemokratik bütün süreçlerin önüne engel koymak için yasal düzenlemeler yaparak hukuki bir şekilde işlemesi adına her türlü önceliği ortaya koyan bir iradeyi sergilemişse bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de milletimizin de içinde bulunduğu problemin, PKK ve terör probleminin, diğer bütün problemlerin çözümü için de net ve sağduyulu bir iradesi vardır. Bunun çözümsüzlüğü diye bir şey söz konusu değildir. Terörle mutabakat diye bir şey söz konusu değildir. Bundan sonra terörün bir daha olmamasına yönelik bütün anlayışın sağduyuyla ortaya koyulduğu bir süreç söz konusudur. Muhakkaktır ki bunu baltalamaya çalışacaklardır. Türkiye’nin istikrarsızlığı ve ihtilafları üzerinden ülkeyi yönetmeye çalışacaklardır.” dedi.
‘AK PARTİ RİSK ALMAKTAN KAÇINMIYOR’
Terörün sivil siyasete bahane ve mazeret üretilen meselelerden biri olduğunu dile getiren Süleyman Soylu, “Bugün Denizli, daha fazla etkin bir yerel yönetime kavuşabilme fırsatını elde edebilecek ama Türkiye’nin eski Türkiye aklını ortaya koyduğu mazeret, ‘Aman Diyarbakır ne olur? Aman Hakkari, Bingöl ne olur?’ şeklindedir. Bu da Türkiye’nin doğusunu etkilediği kadar batısına da çok ciddi maliyetler yüklemektedir. AK Parti 10 yıldan beri, kaotik bir hale sokulmuş bu meselenin çözülmesine yönelik her noktada risk almaktan bir gün bile kaçınmamıştır ama bu riski almak konusunda kendisine destek olması gereken unsurların önemli bir bölümü de maalesef gölge boksu yapmışlardır.” diye konuştu.
‘SİVİL HAFIZA DARBELERLE YOK EDİLDİ’
Terör, anayasal süreçler ve uluslararası ilişkiler konusunda Türkiye’de son 100 yıllık bir sivil hafızanın 1950-1960 dışında olmadığını, onun da askerî darbelerle topyekûn imha edildiğini vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, “Hiçbir şey kalmamış, daha doğrusu korku kalmış hepimize. Şimdi özellikle bir sivil hafızayı, hem de terör meselesinde oluşturuyoruz. PKK’yı sivil halk yeni tanıyor. Çok özür dileyerek söylüyorum, gazetede yazdıklarını, anlattıklarını filan değil, 10 yıldan beri PKK denilen hadise hakkında Türkiye’de üniversiteler ne kadar tez üretmiş acaba, bakın bakalım? Ne kadar bu konuda doktora çalışması yapılmış? Bu meselenin derinliklerine yönelik İsmet İnönü, ‘Kürtler asimile edilmeli.’ dediği zaman Türkiye nasıl bir etki analiziyle karşılaşmış? Ne olmuş? Bunu hiç çalışmamışız. Şimdi diyoruz ki, ‘Hiç drenaj yapmadan, hiç altyapı yapmadan, hiç temele girmeden ne olursunuz beş kat bir bina çıkın.’ Çok kolay değil. Kimse kolay olduğunu zannetmesin.” şeklinde konuştu.
‘SİVİL SİYASETİN ASKERÎ BÜROKRASİNİN ALANINA KARIŞMAYACAĞI ALGISI VAR'
Askerî darbelerin ardından eşit vatandaşlıktan ziyade imtiyazlı vatandaşlığın öne çıktığını ve bundan da hoşlanıldığını belirten Soylu, “Bize böyle şey göstermemişler. Biz biliyoruz ki askerî bürokrasi, bütün bürokrasinin en üstündedir. Sivil siyaset, askerî bürokrasinin alanına karışmaz. Oysa vergiyi veren vatandaştır ve her yere karışabilir. Biz bunları daha yeni öğrenebiliyoruz. Türkiye bunlara son 10 yıldan beri dokunmaya, ellemeye başladı. 24 milyon kilometrekareden 780 bin kilometrekareye geldik. 24 milyon kilometrekareyi barış içinde idare eden imparatorluğun bakiyesiyiz. Bizim temel görevimiz, burayı huzur içinde, refah içinde bin hale getirebilecek anlayışı ortaya koyabilmektir.” ifadelerini kullandı.
‘BAŞBAKAN’IN SÖZLERİNİ, KABİNEDE DEĞİŞİKLİK OLACAK DİYE OKUMADIM’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kabinede değişiklik olabileceğine dair açıklamasının sorulması üzerine Soylu, şunları kaydetti: “Sayın Başbakan, kabinede değişiklik olabileceğini söylemedi sevgili dostlar. Ben öyle okumuyorum, siz öyle okuyorsunuz. Ben sayın bakanların faaliyetlerinin ortaya koymuş olduğu sonuçları gazete köşelerinde okumakta, takip etmekte zorlanıyorum. Çok başarılı meseleler var ama basına da bir şey lazım. Hükümetle ilgili uğraşıp duracaklar. Onu da haksız görüyor değilim. Bu, Türkiye’nin bütünlüğüyle ilgili bir şey değil. Bu tip meseleleri çok basit addedip geçen bir siyasi partiyiz.”
Genel Başkan Yardımcısı Soylu, İmralı sürecine bakış açısını soran gazetecilere, olaya sağduyuyla yaklaşılması gerektiğini söyledi: “Çünkü AK Parti hükümeti de devlet de aynı konsepti Habur’da da, Oslo’da da iyi niyetle sağ duyu göstermiştir. AK Parti sadece bu çözümün iradesini ortaya koyan, ‘Bu çözülmelidir.’ diyen, nasıl antidemokratik bütün süreçlerin önüne engel koymak için yasal düzenlemeler yaparak hukuki bir şekilde işlemesi adına her türlü önceliği ortaya koyan bir iradeyi sergilemişse bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de milletimizin de içinde bulunduğu problemin, PKK ve terör probleminin, diğer bütün problemlerin çözümü için de net ve sağduyulu bir iradesi vardır. Bunun çözümsüzlüğü diye bir şey söz konusu değildir. Terörle mutabakat diye bir şey söz konusu değildir. Bundan sonra terörün bir daha olmamasına yönelik bütün anlayışın sağduyuyla ortaya koyulduğu bir süreç söz konusudur. Muhakkaktır ki bunu baltalamaya çalışacaklardır. Türkiye’nin istikrarsızlığı ve ihtilafları üzerinden ülkeyi yönetmeye çalışacaklardır.” dedi.
‘AK PARTİ RİSK ALMAKTAN KAÇINMIYOR’
Terörün sivil siyasete bahane ve mazeret üretilen meselelerden biri olduğunu dile getiren Süleyman Soylu, “Bugün Denizli, daha fazla etkin bir yerel yönetime kavuşabilme fırsatını elde edebilecek ama Türkiye’nin eski Türkiye aklını ortaya koyduğu mazeret, ‘Aman Diyarbakır ne olur? Aman Hakkari, Bingöl ne olur?’ şeklindedir. Bu da Türkiye’nin doğusunu etkilediği kadar batısına da çok ciddi maliyetler yüklemektedir. AK Parti 10 yıldan beri, kaotik bir hale sokulmuş bu meselenin çözülmesine yönelik her noktada risk almaktan bir gün bile kaçınmamıştır ama bu riski almak konusunda kendisine destek olması gereken unsurların önemli bir bölümü de maalesef gölge boksu yapmışlardır.” diye konuştu.
‘SİVİL HAFIZA DARBELERLE YOK EDİLDİ’
Terör, anayasal süreçler ve uluslararası ilişkiler konusunda Türkiye’de son 100 yıllık bir sivil hafızanın 1950-1960 dışında olmadığını, onun da askerî darbelerle topyekûn imha edildiğini vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, “Hiçbir şey kalmamış, daha doğrusu korku kalmış hepimize. Şimdi özellikle bir sivil hafızayı, hem de terör meselesinde oluşturuyoruz. PKK’yı sivil halk yeni tanıyor. Çok özür dileyerek söylüyorum, gazetede yazdıklarını, anlattıklarını filan değil, 10 yıldan beri PKK denilen hadise hakkında Türkiye’de üniversiteler ne kadar tez üretmiş acaba, bakın bakalım? Ne kadar bu konuda doktora çalışması yapılmış? Bu meselenin derinliklerine yönelik İsmet İnönü, ‘Kürtler asimile edilmeli.’ dediği zaman Türkiye nasıl bir etki analiziyle karşılaşmış? Ne olmuş? Bunu hiç çalışmamışız. Şimdi diyoruz ki, ‘Hiç drenaj yapmadan, hiç altyapı yapmadan, hiç temele girmeden ne olursunuz beş kat bir bina çıkın.’ Çok kolay değil. Kimse kolay olduğunu zannetmesin.” şeklinde konuştu.
‘SİVİL SİYASETİN ASKERÎ BÜROKRASİNİN ALANINA KARIŞMAYACAĞI ALGISI VAR'
Askerî darbelerin ardından eşit vatandaşlıktan ziyade imtiyazlı vatandaşlığın öne çıktığını ve bundan da hoşlanıldığını belirten Soylu, “Bize böyle şey göstermemişler. Biz biliyoruz ki askerî bürokrasi, bütün bürokrasinin en üstündedir. Sivil siyaset, askerî bürokrasinin alanına karışmaz. Oysa vergiyi veren vatandaştır ve her yere karışabilir. Biz bunları daha yeni öğrenebiliyoruz. Türkiye bunlara son 10 yıldan beri dokunmaya, ellemeye başladı. 24 milyon kilometrekareden 780 bin kilometrekareye geldik. 24 milyon kilometrekareyi barış içinde idare eden imparatorluğun bakiyesiyiz. Bizim temel görevimiz, burayı huzur içinde, refah içinde bin hale getirebilecek anlayışı ortaya koyabilmektir.” ifadelerini kullandı.
‘BAŞBAKAN’IN SÖZLERİNİ, KABİNEDE DEĞİŞİKLİK OLACAK DİYE OKUMADIM’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kabinede değişiklik olabileceğine dair açıklamasının sorulması üzerine Soylu, şunları kaydetti: “Sayın Başbakan, kabinede değişiklik olabileceğini söylemedi sevgili dostlar. Ben öyle okumuyorum, siz öyle okuyorsunuz. Ben sayın bakanların faaliyetlerinin ortaya koymuş olduğu sonuçları gazete köşelerinde okumakta, takip etmekte zorlanıyorum. Çok başarılı meseleler var ama basına da bir şey lazım. Hükümetle ilgili uğraşıp duracaklar. Onu da haksız görüyor değilim. Bu, Türkiye’nin bütünlüğüyle ilgili bir şey değil. Bu tip meseleleri çok basit addedip geçen bir siyasi partiyiz.”
Yorum Yazın