Denizli, dünyada en fazla talep gören önemli tıbbi ve aromatik ürünler arasında yer alan kekiğin yüzde 60’ını üretir duruma geldi. Son yıllarda alternatif tıp uygulamaları sayesinde kullanım alanının yaygınlaşmasıyla kekiğe talep daha...
Denizli, dünyada en fazla talep gören önemli tıbbi ve aromatik ürünler arasında yer alan kekiğin yüzde 60’ını üretir duruma geldi. Son yıllarda alternatif tıp uygulamaları sayesinde kullanım alanının yaygınlaşmasıyla kekiğe talep daha da artıyor. Bu da ekonomik değeri giderek yükselen bir ürün haline getiriyor. Kıraç tarım arazilerinde üretilebilen ve bir kere ekildikten sonra her yıl temmuz ve ağustos ayında hasat edilebilen kekik, 20 yıl boyunca ürün verebiliyor. Kekik sektöründe üreticiler, tedarikçiler, ihracatçılar ve konuyla ilgili kurum ve kuruluş yetkilileri, Denizli'deki Pamukkale Richmond Otel'deki panelde biraraya geldi. Panele Ege Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu, Denizli Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Yardımcısı Nejdet Demir, Kütaş Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Gürel, Denizli Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenlili ve çok sayıda kekik üreticisi katıldı.
Toplantıda konuşan Birlik Başkanı Tarakçıoğlu, tadı ve kalitesiyle dünya sofralarında rağbet gören Türk kekiğinin, üreticin bilinçlenmesiyle korunabileceğini söyledi. Kekiğin üç beş kuruş fazla kazanç uğruna feda olması riskini arttıran ot ilacı kullanılmasında yanlış uygulamalar olduğunu belirterek, “Kekiği bir gıda ürünü olarak insanların tükettiğini unutarak kirli ortamlarda işlemekle çöpünden arındırılmasında gerekli özen gösterilmiyor. Maalesef bu yıl, geçen yıllara oranla işletmeler daha fazla çöp temizlemek için çaba sarf etti ve ne yazık ki çok defa başarılı olamadı. Üreticinin daha fazla kazanç elde etmek amacıyla yaptığı bu girişimler, biz ihracatçının malı temizlemek için daha çok çaba sarf etmesine ve daha fazla fire vermesine yol açtı. Bu da satış fiyatlarına yansıdığı için Türk kekiğinin satılmasının önüne en büyük engel olarak çıkmaya başladı.” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Yardımcısı Demir de 2012 yılı resmi olmayan rakamlarına göre Denizli’de 71 bin 400 dekar alanda 12 bin 200 ton kekik üretimi yapıldığını belirtti. Denizli’nin Türkiye üretiminin yüzde 80’ini, dünya üretimininse yüzde 60’ını tek başına karşıladığını vurgulayan Demir, “3 lira 25 kuruştan başlayan kekik fiyatı, sezon sonuna doğru 5 liraya yükseldi. İlimiz, kekikten 50 milyon lira girdi sağlamıştır. Üretimi yapılan yerlerde kekiğin alternatifi yoktur. Kekik alanları, sürekli kontrol altında tutulmaktadır.” diye konuştu. Kekiğin çok fazla zararlısı olmadığını, olan bazı böceklerin de basit tuzaklarla avlandığını anlatan Demir, “Güzelpınar civarında bir zararlımız vardı. Bunlara basit tuzaklar hazırladık. 30 dekarlık alanda kontrolü yapılıyor. Plastik bir gazoz şişesi kesilip içine antifriz ve şarap koyularak toprak seviyesinde gömülüyor. Bu karışımın böcekleri çekmesi sayesinde doğal mücadele yapabiliyoruz.” dedi.
Kütaş Yönetim Kurulu Başkanı Gürel ise kekiğin kalitesinin eskiye nazaran düştüğünü söyledi. Japonya’dan yüzde 0,0001 oranında zirai ilaç kalıntısı olduğu gerekçesiyle bir parti ürünlerinin geri gönderildiğini, bunun da Türkiye’nin ihraç pazarlarında itibarını kaybetmesine yol açtığını vurgulayan Gürel, “Türkiye’den ihraç edilen ürünlerde zirai ilaç kalıntısı çıkması ve hammadde fiyatlarının yükselmesi Fas, Peru, Şili ve Meksika’nın ekmeğine yağ sürmektedir. Böyle giderse Denizli bölgesi kekik hammaddesi olmaktan çıkacak, başka yerlerden alım yapacağız. Bu şekilde kekikten para kazanamayacağız. Tarım ilaçları yanlış kullanılıyor. Dünyada artık daha sıkı kontrol yapılıyor. Çiftçiler henüz bunun önemini anlayamadı. ABD, hiçbir tarım ilacı kalıntısı istemiyor. Tarlalarımızı, bağlarımız yanlış tarım ilaçlarıyla kirlenmeden temiz ürünler üretmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından Tarakçıoğlu’nun oturum başkanlığını yaptığı panelde Ziraat Yüksek Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Akdemir ve Gıda Mühendisi Ufuk Begisi, kekiğin doğru üretimi konusunda sunum yaptı.
Toplantıda konuşan Birlik Başkanı Tarakçıoğlu, tadı ve kalitesiyle dünya sofralarında rağbet gören Türk kekiğinin, üreticin bilinçlenmesiyle korunabileceğini söyledi. Kekiğin üç beş kuruş fazla kazanç uğruna feda olması riskini arttıran ot ilacı kullanılmasında yanlış uygulamalar olduğunu belirterek, “Kekiği bir gıda ürünü olarak insanların tükettiğini unutarak kirli ortamlarda işlemekle çöpünden arındırılmasında gerekli özen gösterilmiyor. Maalesef bu yıl, geçen yıllara oranla işletmeler daha fazla çöp temizlemek için çaba sarf etti ve ne yazık ki çok defa başarılı olamadı. Üreticinin daha fazla kazanç elde etmek amacıyla yaptığı bu girişimler, biz ihracatçının malı temizlemek için daha çok çaba sarf etmesine ve daha fazla fire vermesine yol açtı. Bu da satış fiyatlarına yansıdığı için Türk kekiğinin satılmasının önüne en büyük engel olarak çıkmaya başladı.” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Yardımcısı Demir de 2012 yılı resmi olmayan rakamlarına göre Denizli’de 71 bin 400 dekar alanda 12 bin 200 ton kekik üretimi yapıldığını belirtti. Denizli’nin Türkiye üretiminin yüzde 80’ini, dünya üretimininse yüzde 60’ını tek başına karşıladığını vurgulayan Demir, “3 lira 25 kuruştan başlayan kekik fiyatı, sezon sonuna doğru 5 liraya yükseldi. İlimiz, kekikten 50 milyon lira girdi sağlamıştır. Üretimi yapılan yerlerde kekiğin alternatifi yoktur. Kekik alanları, sürekli kontrol altında tutulmaktadır.” diye konuştu. Kekiğin çok fazla zararlısı olmadığını, olan bazı böceklerin de basit tuzaklarla avlandığını anlatan Demir, “Güzelpınar civarında bir zararlımız vardı. Bunlara basit tuzaklar hazırladık. 30 dekarlık alanda kontrolü yapılıyor. Plastik bir gazoz şişesi kesilip içine antifriz ve şarap koyularak toprak seviyesinde gömülüyor. Bu karışımın böcekleri çekmesi sayesinde doğal mücadele yapabiliyoruz.” dedi.
Kütaş Yönetim Kurulu Başkanı Gürel ise kekiğin kalitesinin eskiye nazaran düştüğünü söyledi. Japonya’dan yüzde 0,0001 oranında zirai ilaç kalıntısı olduğu gerekçesiyle bir parti ürünlerinin geri gönderildiğini, bunun da Türkiye’nin ihraç pazarlarında itibarını kaybetmesine yol açtığını vurgulayan Gürel, “Türkiye’den ihraç edilen ürünlerde zirai ilaç kalıntısı çıkması ve hammadde fiyatlarının yükselmesi Fas, Peru, Şili ve Meksika’nın ekmeğine yağ sürmektedir. Böyle giderse Denizli bölgesi kekik hammaddesi olmaktan çıkacak, başka yerlerden alım yapacağız. Bu şekilde kekikten para kazanamayacağız. Tarım ilaçları yanlış kullanılıyor. Dünyada artık daha sıkı kontrol yapılıyor. Çiftçiler henüz bunun önemini anlayamadı. ABD, hiçbir tarım ilacı kalıntısı istemiyor. Tarlalarımızı, bağlarımız yanlış tarım ilaçlarıyla kirlenmeden temiz ürünler üretmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından Tarakçıoğlu’nun oturum başkanlığını yaptığı panelde Ziraat Yüksek Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Akdemir ve Gıda Mühendisi Ufuk Begisi, kekiğin doğru üretimi konusunda sunum yaptı.
Yorum Yazın