“Çocuklarımızın sigaraya kolayca ulaşmalarının önüne geçmeliyiz”
SAĞLIKProf. Dr. Yasemin Açık, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada Türkiye’de de sigara içme yaşının 15’in altına indiğine dikkat çekerek, “Çocuklarımızı ve gençlerimizi sigaranın zararları konusunda bilinçlendirmeli ve sigaraya kolayca ulaşmalarının önüne geçmeliyiz” dedi.
Dünyada ve Türkiye’de en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olarak kabul edilen sigara, çocuklar ve gençler için büyük bir risk teşkil ediyor. Sağlığı Geliştirme ve Sigara ile Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, tütün kullananların neredeyse tamamının bu alışkanlığa ergenlik döneminde başladıklarına dikkat çekerek, önemli uyarılarda bulundu.
“Türkiye’de 13-15 yaş arası her 100 gençten 5’i sigara içiyor”
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Küresel Tütün Salgını Raporu’na göre, dünyada her on gençten en az birinin tütün kullandığını aktaran Prof. Dr. Yasemin Açık, “13-15 yaş arası çocukların yaklaşık 25 milyonu sigara içiyor, 13 milyona yakını da dumansız tütün ürünleri kullanıyor. Araştırmalar, herhangi bir tütün ürünü deneyen gençlerden en az yarısının bağımlı olduğunu gösteriyor ve maalesef bu bağımlılık 15 yaş öncesinde yani ergenlik döneminde başlıyor. Ülkemizde de benzer bir tablo söz konusu. Küresel Gençlik Tütün Araştırması sonuçlarına göre ise ülkemizde 13-15 yaş arası gençlerin yüzde 5,3’ü sigara içiyor. En az bir kez sigara içmeyi deneyenlerin oranı yüzde 28, en az bir kez nargile deneyenlerin oranı ise yüzde 24,6. Sigara içen çocukların yarısından fazlası sigarayı bırakmak istediğini belirtiyor” dedi.
“Yaşını ispatlayamayan çocuk ve gençlere satış yapılmaması gerekiyor”
18 yaş altı çocuklara tütün ürünleri ve nargile satışı kanunen yasak olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Açık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen ülkemizde 18 yaşını doldurmayan ve sigara içen neredeyse her dört çocuktan üçü, market, bakkal gibi yerlerden rahatlıkla sigara alabildiğini söylüyor. Bu ürünleri satan kişilerin, yaşından emin olamadığı çocuklara muhakkak kimlik sormaları ve çocuk yaşını ispatlayamıyorsa kesinlikle satış yapmamaları gerekiyor. Bu, çocukların sigara ve tütün ürünlerine kolay ulaşmasını önleme yolunda son derece hassas bir konu”.
“Ebeveynleri sigara içen çocuklar merak duygusuyla sigara içmeyi deneyebiliyor”
Gençlerin söylenenden daha çok yapılanı model aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Açık, “Bu yaş grubundaki gençler; yaşamları, sağlıkları ve sağlık riskleri konularında daha az endişe duyuyor ve riskli davranışlara daha meyilli oluyor. Ebeveynleri sigara içen çocuklar da başta merak duygusuyla sigara içmeyi deneyebiliyor ve bazı çocuklarda bu alışkanlık devam ediyor. Bir süre sonra bu durum okulda, mahallede de yayılıyor ve bu zincir giderek genişliyor. Hiç kuşkusuz en sağlıklısı ebeveynlerin sigara içmemesi çünkü araştırmalar, ülkemizdeki gençlerin yüzde 46,1’inin sigara içmedikleri halde pasif etkilenmeye maruz kaldığını gösteriyor. Bu durum, çocuklarda ve gençlerde çok ciddi hastalıklara davetiye çıkarıyor. Eğer tüm bunlara rağmen ebeveynler hala sigara içiyorlarsa bunu en azından çocuklarının yanında yapmamalı, küçük yaşlardan itibaren çocuklarını bilinçlendirmeliler. Çocuklarını mutlaka spor ve fiziksel aktivitelere yönlendirmeli, hatta bu aktiviteleri ailece yaparak onlara örnek olmalılar” şeklinde konuştu.
“Çocukta bağımlılık oluştuysa ebeveynler bir uzmandan destek almalı”
Prof. Dr. Açık sözlerine şöyle devam etti: “Ebeveynler çocuklarının sigara içtiğinden kuşkulanıyorsa bu konuyu açıkça konuşmalılar ancak kesinlikle öfkelenmeden ve tehdit etmeden sigaranın zararlarını anlatmalılar. Aksi durumda çocuk ebeveynlerinden uzaklaşabilir ve daha fazla sigara içmeye başlayabilir. Çocuk, arkadaşlarına kendini kanıtlamak için sigara içiyor ise özgüveninin gelişmesi için desteklenmeli. Eğer bağımlılık belirtileri görünüyorsa muhakkak bir uzmandan yardım alınmalı”.
“Sigara ve nargile Covid-19’un yayılma ihtimalini artırıyor”
Sigara içmenin koronavirüsün ciğerlere taşınma ihtimalini ve bulaş riskini artırdığını da vurgulayan Prof. Dr. Açık, “Sigara içenler, Covid-19’a karşı önlem alsalar dahi virüsün ellerden ağza, oradan da ciğerlere taşınması riskiyle karşı karşıyalar. Özellikle nargile gibi paylaşarak tütün kullanımı ise bulaş riskini çok daha fazla artırıyor. Ayrıca tütün kullanan kişilerin bir araya gelmesi ve bu süreçte maske kullanmamaları da hem kendi sağlıkları hem de çevreleri ve toplum için risk teşkil ediyor. Sağlığın her şeyden daha önemli olduğunu tekrar hatırladığımız bu dönemde, Sağlığı Geliştirme ve Sigara ile Mücadele Derneği olarak, herkesi sigarayı bırakmaya davet ediyoruz” açıklamasında bulundu.
İlginizi Çekebilir
Termeye yeni endoskopi ünitesi: Hastalar ilçe dışına gitmek zorunda kalmayacak
Samsun Terme Devlet Hastanesi’nde endoskopi ünitesi hizmete girdi. Yeni açılan ünite ile hastalar ilçe dışına gitmek zorunda kalmayacak.
Uzmanından diş gıcırdatma ve çene sıkma uyarısı
DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diş Hekimi Jale Demir, Ağız Diş Sağlığı Haftası ve 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü dolayısıyla diş gıcırdatma ve çene sıkma olarak bilinen bruksizm tedavisi hakkında yapılması gerekenleri anlattı.
Fethiyedeki hastanede 7 ayda bin hastaya anjiyo yapıldı
Fethiye Devlet Hastanesi Koroner Anjiyografi Ünitesi’nde 7 aylık süreçte hizmet verilen vaka sayısının bine ulaşması pasta keserek kutlandı.
Dünya Diyabet Gününde şeker ölçümü yaptılar
Samsun’da, ’Dünya Diyabet Günü’ dolayısıyla kurulan stantta vatandaşlara ücretsiz şeker ölçümü yapıldı.
Diyabet yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebiliyor
DENİZLİ (İHA) – Denizli Özel Egekent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Bilge, diyabetin dünya genelinde yaygın bir sağlık sorunu haline gelen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen hastalık olduğunu belirtti.
MEAHta Organ ve Doku Bağışı Haftası farkındalık etkinliği düzenlendi
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası kapsamında organ bağışı konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla bilgilendirme standı açıldı. Organ ve Doku Nakil Koordinatörlüğü ekibi tarafından kurulan stant, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin desteğiyle hizmet verirken, hastane yönetimi ve sağlık personeli de etkinliğe katılım gösterdi.