Biorezonans, otizm spektrum bozukluğunu etkiliyor
SAĞLIKÇocuk Gelişim Uzmanı ve Aile Danışmanı Burcu Yavuz Biorezonansın Otizm Spektrum Bozukluğuna Etkileri hakkında bilgiler verdi.
Çocuk Gelişim Uzmanı ve Aile Danışmanı Burcu Yavuz Biorezonansın Otizm Spektrum Bozukluğuna Etkileri hakkında bilgiler verdi. Konuşmasına Biorezonans tanımıyla başlayan Çocuk ve Aile Danışmanı Burcu Yavuz “Bio insan vücudu, Rezonansda titreşim yani frekans demektir. Biorezonans insan vücudunun frekansı anlamına gelmektedir. En özet tanımıyla frekans tedavisidir. Vücudumuzdaki bozulmuş olan hastalıklı dokuların ters frekansını vererek bir nötrleme sağlıyoruz” dedi.
Otizmli çocuklarda Biorezonansı destek tedavi olarak nasıl kullandıklarını anlatan Yavuz “Otizm, çoğunlukla 3 yaş civarında ortaya çıkan, gelişimde yetersizlik, göz kontağı kuramama, tekrarlayıcı davranışlar sergileme, sese ve ışığa karşı hassasiyet ile seyreden, sosyal etkileşim ve iletişim becerilerini sınırlayan nörogelişimsel bir bozukluktur ve otizme neden olan sebepler tam olarak bilinememektedir. Genetik kökenli olabileceği gibi son zamanlarda yapılan araştırmalarda gebelik esnasında annenin maruz kaldığı toksik yükün de sebep olabileceği düşünülmektedir. Aynı zamanda “Leaky gut” yani “Geçirgen Bağırsak Sendromu” da aslında otizmin temel problemleri arasında gösterilmektedir. Bağırsak-beyin bariyerinde bozulmaya neden olan geçirgen bağırsak sendromu otizm tablosunu daha da ağırlaştırırken sınırda otizm olgularını da daha belirgin hale getirir. Çünkü beyin ve bağırsak arasında iki yönlü bir iletişim vardır. Beyin bağırsağı etkilediği gibi bağırsaktaki metabolik ürünler ve mikroorganizmalar da beyni etkiler. Sağlıklı bir bireyin beyin fonksiyonlarının mental sağlığa kavuşabilmesi için mutlaka sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasına sahip olması gerekir. Biorezonans sistemi ile bağırsaklardaki aşırı geçirgenlik normal hale getirilmekte ve ağır metal yükleri azaltılmaktadır. Aynı zamanda bireyin alerjenlerini de belirleyip beslenmesinin buna göre düzenlenmesini öneriyoruz. Çoğunlukla karşılaştığımız tablolarda otizmli çocukların gluten, süt ve süt ürünleri intoleransına sahip olduklarını görüyoruz. Bu noktada biorezonans metodunun otizmde tek başına yeterli olup olmadığı sorusu aklımıza gelebilir. Otizm tabi ki multidisipliner bir tedavi planlaması gerektirdiği için biorezonansın yanı sıra psikolog ve diyetisyen desteği ile birlikte bütüncül bir tedavi planlanmalıdır. Bu bütüncül tedavi yaklaşımından sonra otizmli çocukların özgüvenlerinin arttığını, duygularını ifade yeteneklerinin geliştiğini, göz kontağı kurabildiklerini ve beyin yapılarının düzelmeye başlamasıyla birlikte kullandıkları kelime sayılarında da artış olduğunu gözlemliyoruz. Tedaviye başlama yaşı ne kadar erken olursa bahsettiğim özelliklerde gelişme de o kadar erken açığa çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Tedavinin yan etkileri var mı sorusana cevap veren Yavuz “Tabii ki hayır. Rezonans metodunda hiçbir şekilde radyasyona maruziyet söz konusu değildir. Seanslarımızda bireyler günlük hayatlarını olumsuz etkileyebilecek bir etki yaşamamakta hatta seans sonrasında seratonin-dopamin seviyesindeki pozitif değişiklikler sonucunda hem daha rahatlamış hem de dikkat ve odaklanma sürelerinde artış yaşayarak günlük rutinlerine devam edebilmektedirler. Tedavi sürecimiz hakkında da bilgi vermem gerekirse süreç; bireyin yaşı, intoleranslarını belirlediğimiz beslenme programına bağlı kalma durumu, otizmin seyir süreci gibi pek çok faktöre göre bireyden bireye farklılık göstermektedir” dedi.
Sözlerinde otizmde tedavi kelimesinin artık daha yaygın kullanıldığını belirten Çocuk ve Aile Danışmanı Burcu Yavuz, “Son birkaç yıla kadar otizmde tedavi kelimesi bile kullanılamıyorken şu an bu gelişmelerden bahsedebilmek gerçekten mutluluk verici. Belli bir noktada hayattan soyutlanmak durumunda kalan bireylerin ve ailelerinin süreç sonunda hayat konforlarının çok daha yükselmiş olduğunu söyleyebiliriz” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
İlginizi Çekebilir
Termeye yeni endoskopi ünitesi: Hastalar ilçe dışına gitmek zorunda kalmayacak
Samsun Terme Devlet Hastanesi’nde endoskopi ünitesi hizmete girdi. Yeni açılan ünite ile hastalar ilçe dışına gitmek zorunda kalmayacak.
Uzmanından diş gıcırdatma ve çene sıkma uyarısı
DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diş Hekimi Jale Demir, Ağız Diş Sağlığı Haftası ve 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü dolayısıyla diş gıcırdatma ve çene sıkma olarak bilinen bruksizm tedavisi hakkında yapılması gerekenleri anlattı.
Fethiyedeki hastanede 7 ayda bin hastaya anjiyo yapıldı
Fethiye Devlet Hastanesi Koroner Anjiyografi Ünitesi’nde 7 aylık süreçte hizmet verilen vaka sayısının bine ulaşması pasta keserek kutlandı.
Dünya Diyabet Gününde şeker ölçümü yaptılar
Samsun’da, ’Dünya Diyabet Günü’ dolayısıyla kurulan stantta vatandaşlara ücretsiz şeker ölçümü yapıldı.
Diyabet yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebiliyor
DENİZLİ (İHA) – Denizli Özel Egekent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Bilge, diyabetin dünya genelinde yaygın bir sağlık sorunu haline gelen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen hastalık olduğunu belirtti.
MEAHta Organ ve Doku Bağışı Haftası farkındalık etkinliği düzenlendi
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası kapsamında organ bağışı konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla bilgilendirme standı açıldı. Organ ve Doku Nakil Koordinatörlüğü ekibi tarafından kurulan stant, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin desteğiyle hizmet verirken, hastane yönetimi ve sağlık personeli de etkinliğe katılım gösterdi.